Osmanlı Türk Müziğinin en beğendiğim bestecilerinden olan Tanburi Mustafa Çavuş'un Hisarbuselik makamındaki eseri.
Aşık Hıfzi tarafından yazılmış sözleri de şöyle:
Dök zûlfünü meydâna gel
Sür atını ferzâna gel
Al daireni hengâma gel
Bülbül senin gülşen senin
Yâr yâr ammân ammân
Âşıkınım hayli zamân
Dîl muntazır teşrîfine gel ammân ammân
Verdin cevâp ûnvân ile
Yaktın sînem sûzân ile
Müştâk sana bin cân ile
Bülbül senin gülşen senin
Yâr yâr ammân ammân
Âşıkınım hayli zamân
Dîl muntazır teşrîfine gel ammân ammân
Bülbül senin gülşen senin
Yâr yâr ammân ammân
Âşıkınım hayli zamân
Dîl muntazır teşrîfine gel ammân ammân
Kestin mi tarz-ı ülfeti
Kırdın mı câm-ı sohbeti
Çektirme bâri firkari
Eserin icrasının ortasında Mehmet Kemiksiz'in okuduğu gazelin sözleriyse:
Gizlesem hem âşikâr kılsam da cânımsın benim
Kulun oldum bir nigâhından ki hânımsın benim
Dileğim rûyini seyrândır her ân ey mehveşim
Gördü göz sevdi gönül ruh-i cenânımsın benim
Zer-efşânım bende tâkât yoktur arz eylemeye
Sussa ağzım gözde âyan tek beyânımsın benim
Abdukerim Ötkür tarafından yazılmış sözlerin çok benzeri Erzurumlu Emrah tarafından Türkiye'de de söylenmiş. Burada iki olasılık var, ya şiir Erzurumlu Emrah'a ait ve Doğu Türkistan'a dek yolunu bir şekilde buluyor ya da hem Ötkür hem de Erzurumlu Emrah bütün Türk toplumlarında görülen 'dedim-dedi' şiir kültürünün ürettiği eski ve ortak bir şiiri kendilerince yeni nesile aktarıyorlar.
Erzurumlu Emrah'ın şiiri eski yazıyla:
Latin harfleri ile:
Sabahdan uğradım ben bir fidana
Dedim mahmur musun dedi ki yok yok
Ak elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır dedi ki yok yok
Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı dedi ki yok yok
Dedim ölüm vardır dedi aynımda
Dedim zulüm vardır dedi boynumda
Dedim gül memeler dedi koynumda
Dedim ver ağzıma söyledi yok yok
Dedim Erzurum nendir dedi ilimdir
Dedim girer misin dedi yolumdur
Dedim Emrah nendir dedi kulumdur
Dedim satar mısın söyledi yok yok
Uygur Türkçesi ile: (burada ŋ nazal n'ye denk geliyor, aşagı yukarı bir ng sesi. Bugün halen İç Anadolu'da duyabileceğimiz ama İstanbul Türkçesinde yok olmuş bir ses.)
Men sene sultan demem, tahttan düşer azl olur Men sene begim diyerem, daim begler beg olur
Kerkük'teki Türkmen kardaşlarımız hep yadımızda. Devletin politakası ne olursa olsun Kerkük'teki, Tebriz'deki, Kaşgar'daki kandaşlarımız hep aklımızın bir köşesinde. Onların dertleri bizim de içimizi kemiriyor, onların acıları bizim de içimizi sızlatıyor.
Buraya ilgimi çeken ve beğendiğim şiir, yazı ve müzikleri; tuttuğum kitap notlarını ve de bazen kendi düşüncelerimi koyacağım. Bu siteyi kişisel veri depolama alanım olarak kullanacağım. Buraya rasgele denk gelen internet yolcusu, Kara Yusuf'un Yerine hoşgeldin.